İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | inquire into f. | soruşturmak | ||
The police were inquiring into the suspect's past. Polis, şüphelinin geçmişini soruşturuyordu. More Sentences |
||||
Genel | inquire into f. | araştırmak | ||
We will also have to inquire into the root causes. Ayrıca temel nedenleri de araştırmamız gerekecek. More Sentences |
||||
Genel | inquire into f. | hakkında tahkikat yapmak | ||
Genel | inquire into f. | soruşturma yapmak | ||
Genel | inquire into f. | tahkikat yapmak | ||
Genel | inquire into f. | hakkında soruşturma yapmak | ||
Genel | inquire into f. | soruşturma yaparak -i araştırmak | ||
Genel | inquire into f. | sorup soruşturmak |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | inquire into (something) f. | (bir şey) hakkında tahkikat yapmak |
Öbek Fiiller | inquire into (something) f. | (bir şeyi) soruşturmak |
Öbek Fiiller | inquire into (something) f. | (bir şey) hakkında soruşturma yapmak |
Öbek Fiiller | inquire into (something) f. | (bir şeyi) araştırmak |
Öbek Fiiller | inquire into (something) f. | (bir şeyi) sorup soruşturmak |